Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) ayrılarak yeni parti kuracağı iddiasıyla gündeme gelen Muharrem İnce, kameraların karşısına geçti. Arkadaşlarıyla başlattıkları ‘Bin Günde Memleket Hareketi’nin parti için bir muhalefet hareketi olmadığını söyleyen İnce, “Amacımız, karamsarlığı, umutsuzluğu yok etmek ve bir çıkış yolu göstermektir” ifadesini kullandı. “Milletimizin isteklerini kadromuzun vizyonlarıyla birleştirip yol yürüyeceğiz” diyen İnce, “Sivas Kongresi’nin yıl dönümü olan 4 Eylül’de Sivas’ta olacağız, Memleket Hareketi’ni hep birlikte başlatacağız” dedi.
Sözlerine Ahmed Arif’in, “Hasretinden prangalar eskittim” şiirinden bir dize ile başlayan İnce, “Herkes konuştu. Bilen de konuştu bilmeyen de konuştu. Bir Muharrem İnce konuşmadı. Şimdi Muharrem İnce konuşacak” ifadelerini kullandı.
Muharrem İnce’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Mühürsüz oy pusulalarıyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir. Yargı bağımsızlığı kalmamış, mülk çökmüştür. Yargı iktidarın sopası hale gelmiş, yargısız infazlar yerini, yargıyla infaza bırakmıştır. Devlette kurum ve kurallar çökmüş tek adamın buyruklarının onları uygulayan mekanizmalar ortaya çıkmıştır. TÜİK, Merkez Bankası gibi kurumların bağımsızlığı yok edilmiş; bu kurumların kamuoyunda inandırıcılığı kalmamıştır. Bu dönemde din ve vicdan arasındaki bağ koparılmıştır. Hesap verme ile utanma arasındaki bağ koparılmıştır. Verimli tarım arazilerini amaç dışı kullanan, ata tohumlarının kıymetini bilmeyen; üretimi değil ithalatı özendiren; katma değerli ürün üretemeyen bu politikalar sonucunda ne yazık ki bizler zengin toprakların yoksul çocukları haline geldik. Enerji güvenliği ekonomik güvenliğimizin ve ulusal güvenliğimizin ulusal güvenliğimizin temel taşıdır. 2000 yılında enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 60 iken bugün 72,4’tür. Doğalgaz’da dışa bağımlılığımız yüzde 99,6, petrolde yüzde 94,3’tür. Oysa Türkiye’de atıl bekletilen yenilenebilir enerji kaynakları devreye alındığında ve enerji verimliliği artırıldığında daha bağımsız, daha temiz insan ve doğa odaklı bir enerji geleceği mümkündür. Ülkemizde enerji sorunu değil enerji yönetimi sorunu vardır. Dış politikada denge politikaları kuramayıp, gel-gitler yaşayan, parasını ödediği savunma sistemlerini alamayan, kullanamayan, sorunlarını ertelemeyi tercih eden bir ülke haline geldik. Mavi Vatan olarak tanımlanan 462 bin kilometrekarelik denizel alanda büyük bir zenginlik bulunmaktadır. Bu alandaki haklarımızı korumak partiler üstü bir anlayışla ele alınmalıdır. Türkiye’deki muhalefet bu konuda yüksek sesle destek mesajı vermelidir.
Bugün ülkemizde 18 yılın sonunda işsizliği artıran milli geliri düşüren ekonomide memnuniyeti buzdolabı satışına bağlayan bir cumhurbaşkanı var. Oysa önemli olan buzdolabının olması değil içinin dolu olmasıdır. Türkiye’yi, bu noktaya lider partileri getirmiştir. Türkiye’nin hem iktidar hem muhalefet sorunu aynı anda vardır. Siyasi partilerin işleyişinde demokrasi kalmamıştır. Ne yazık ki bu kötü gidişattan Cumhuriyet Halk Partisi de nasibini almıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde ilk kez Meclis Grup Başkanvekilleri seçimle göreve gelmiyor. Kaldırıldı, genel başkan onları atıyor. CHP ile özdeşleşmiş olan öz seçim artık yok.”
“Kurultay iradesini tanımayan bir genel başkanımız var artık”
“Değerli basın mensupları kurultaylarımızda 5 dakika konuşabilmek için büyük mücadele vermek gerekiyor. 1950-60 arasında CHP çok kötü günler yaşamıştır. İktidarı devretmiştir. Bu 10 yılda 7 kurultay yapmıştır. Ve bugünlerde ilerlemiş yaşına rağmen genel başkanımız rahmetli İsmet İnönü o kurultayları saatlerce, günlerce, haftalarca sonuna kadar izlemiştir. Bugün kurultayda CHP’nin genel başkanı bir konuşmacıyı dahi dinlememiştir. Kendisi konuşup çekip gitmiştir. Haftasonu yapılan Kadın Kolları Kurultayı’na ise katılma dahi zahmeti göstermemiştir. Kurultayın seçmediği parti meclis üyesini iki satırlık bir yazıyla ‘siz seçmezseniz seçmeyin, ben genel başkan yardımcısı görevini ona veririm’ diyerek kurultay iradesini de tanımayan bir genel başkanımız var artık.
“CHP önce kendi evlatlarına güvenmelidir”
Bir siyasi parti ‘Ömrüm CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti’ diyen dostlarına değil önce kendi gücüne ve kendi evlatlarına güvenmelidir.
“Ayrılsam bile Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratmak için değil, kurtarmak için ayrılırım”
CHP, içişleri bakanlığı’na dilekçeyle kurulmuş bir parti değildir. Onun için CHP’den ayrılırken de dilekçeyle ayrılınmaz. Ayrılsam bile Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratmak için değil, kurtarmak için ayrılırım. Tıpkı Mustafa Kemal…