İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berrin Kalsın, bu düzenlemelerin artık ülke savunması olarak kabul edilip geliştirildiğini söyledi.
İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berrin Kalsın, sosyal medya düzenlemelerinin birçok ülkede yapıldığını belirterek “Bugün 5. kuvvet olarak adlandırılan sosyal medya platformlarının yönetimini ellerinde bulunduran ülkelere veya arka planında bulunan çeşitli güçlere karşı geliştirilen bu tarz düzenlemeler, artık bir anlamda ülke savunması olarak kabul ediliyor ve geliştiriliyor.” dedi.
Türkiye’de 1 Ekim 2020’de yürürlüğe giren İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında, Türkiye’de yoğun kullanılan Facebook, Instagram (Facebook), LinkendIn, VKontakte (VK), YouTube (Google), Dailymotion, TikTok, Spotify, Netflix ve Amazon Prime Video gibi dijital teknoloji şirketleri, Türkiye’de temsilcilik açmaya karar veren şirketler arasında yer almıştı.
Önceki gün, Türkiye’de en fazla kullanılan 5 sosyal medya uygulamasından biri olan Twitter’ın da temsilci atayacağı duyuruldu. Böylece Türkiye’de en çok kullanıcıya sahip sosyal medya uygulamalarının hepsi temsilci atamış oldu.
Söz konusu yasa ile sosyal medya kaynaklı oluşan “dijital ekonominin vergilendirilmesi”, “içerik” ve “güvenlik” gibi sorunların aşılması planlanırken, sosyal medya mecralarının temsilci atamasıyla uzun zamandır devam eden muhatap bulma sorununun da çözülmesi hedefleniyor.
İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kalsın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medya platformları ile birlikte ortaya çıkan nefret söylemi, dezenformasyon, sahte haberler ve veri sorununun bugünlerde tüm dünyanın gündeminde olduğunu söyledi.
Birçok ülkede baş gösteren bu sorunlarla savaşabilmek adına çeşitli şekillerde adımlar atıldığını anlatan Kalsın, “Başta AB ülkeleri olmak üzere birçok devlet, internet üzerinden ve çevrim içi platformlar üzerinden işlenen suçlarla mücadele etmek için bu suçlara yönelik yasal düzenlemeler yapmaya başladı. Geçtiğimiz hafta Pakistan ve Avustralya’nın gündeminde olan sosyal medya yasası ve düzenlemeler 2021 yılında devam edecek gibi gözüküyor. Nitekim geçtiğimiz yıl Kovid-19 süresince yaşanan ve infodemi adıyla anılan dezenformasyon sorunları ve ABD başkanlık seçimleri sürecince yaşanan gelişmeler bu düzenlemelere daha da hız kazandırdı.” şeklinde konuştu.
“Yurt dışına veri transferinin önü kapanmıştır”
Doç. Dr. Berrin Kalsın, Ocak 2021’deki Türkiye sosyal medya kullanım verilerine göre, en çok kullanılan ilk 5 platformun YouTube, Instagram, WhatsApp, Facebook ve Twitter olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Twitter; yapısı gereği terör örgütü propagandası, dezenformasyon ve nefret söylemi gibi suçlara oldukça açık bir ortam ve bu durum, Türkiye gibi koordineli bir şekilde manipülasyon kampanyalarıyla karşı karşıya kalan ülkeler için ciddi sorunlar oluşturuyor. Bu tarz uygunsuz içeriklerin tespit edilip kaldırılması veya kontrolü noktasında yetkili mercilerin muhatap bulundurması Türkiye açısından olumlu bir gelişme olarak kabul edilebilir. Uygunsuz içeriğin kaldırılması ve takibi bundan böyle daha kapsamlı yapılabilecektir. Bir diğer önemli nokta ise bu platformların veri saklama yükümlülüğüne getirilen düzenlemedir. Sosyal ağ sağlayıcıları için Türkiye’de yerleşik olan kullanıcıların verilerini Türkiye’de saklamak için gerekli tedbirleri alma zorunluluğu getirilmiştir ki bu düzenleme ile yurt dışına veri transferinin önü kapanmıştır.”
“Toplumu nefret ve ayrımcılığa sürükleyen türdeki habercilik anlayışının bir düzenlemeye tabi olması gerekir”
İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kalsın, geçmişten bugüne tüm dünyada çeşitli geleneksel kitle iletişim araçlarının kullanımına yönelik yasal ve etik düzenlemeler getirildiğini ifade ederek, “Nasıl ki bir basılı gazetede görev yapan gazeteci, yaşadığı topluma karşı bu etik kurallara uymakla yükümlüyse internet ortamında haber yazan gazeteci de aynı şekilde bu kurallara uymakla yükümlüdür.” dedi.
Kaynağı bilinmeyen veya toplumu kin, nefret ve ayrımcılığa sürükleyen türde yapılan habercilik anlayışının bir düzenlemeye tabi olması gerektiğini vurgulayan Kalsın, “Bugün 5. kuvvet olarak adlandırılan sosyal medya platformlarının yönetimini ellerinde bulunduran ülkelere veya arka planında bulunan çeşitli güçlere karşı geliştirilen bu tarz düzenlemeler, artık bir anlamda ülke savunması olarak kabul ediliyor ve geliştiriliyor.” dedi.