Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını açıkladı. Buna göre Merkez Bankası faizi 200 baz puan indirerek, yüzde 18’den yüzde 16’ya çekti. Kararın ardından döviz kurlarında yeni rekorlar kırılırken, dolar/TL 9,47’yle, euro 11,05’le tarihi zirvelerini gördü. Dolar/TL güne 9,25 seviyesinden başlarken, euro 10,80 seviyesinden başlamıştı. Gram altının fiyatı ise 541 lirayla tarihi zirvesini aştı. Kararın ardından Borsa İstanbul da yüzde 1’e yakın değer kaybetti.
Döviz kurlarındaki söz konusu ilk tepkinin ardından ise dolar 9,41 seviyelerine kadar çekilirken, euro da 10,99 seviyelerinden fiyatlanıyor.
Merkez Bankası karara ilişkin olarak ise PPK metninde şu ifadelere yer verdi:
Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır.
Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir.
“Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir.
İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.