Besin saklama ve tüketme şekilleri yıllar içerisinde oluşurken gelişmeye ve değişmeye devam etmektedir. Fermente gıdalar çok eski tarihlerden bu yana hayatımızdadır. Hayatımıza ilk girme şekli; gıdayı uzun süre muhafaza edebilme ve gıdanın aromasını, tadını, kalitesini arttırmaktır. Fermantasyon işlemi gerçekleştirilen besinler hem gıdanın uzun süre saklanabilmesi hem de ana besinden farklı özellikte ürün oluşturmak amacıyla kullanılan en eski yöntemlerdendir. Fermente gıdalar bazı mikroorganizmaların kontrollü şekilde fermantasyon işlemi yapılmasıyla hazırlanan besinlerdir. Bu besinler; yoğurt, peynir, kefir, boza, tarhana, turşu gibi besinler fermente besinlerdendir.
Fermantasyon işlemi besinde değer kaybını önlemede ve uzun süre saklanabilmesi açısından oldukça önemlidir. Buna ek olarak fermantasyon işlemi gıdanın besleyiciliğini, probiyotik ve prebiyotik etkisini de arttırarak içeriğine de zenginlik katmaktadır. Probiyotik özelliğiyle beraber bağırsak florasının gelişimine ve insan sağlığına fayda sağlamaktadır. Prebiyotik özelliği ise sindirilmeyen lif içerikli besinlerdir, bağırsaklarda bulunan kolon bakterilerinin gelişimini olumlu yönde etkilemektedir aynı zamanda insan sağlığını da olumlu olarak etkilemektedir.
Fermente gıdalar aynı zamanda besinlerin daha rahat tüketilmesine de katkı sağlamaktadır. Örneklendirmek gerekirse; laktoz intoleransına sahip birey süt tüketiminde sorun yaşarken fermantasyonu sonucu oluşan yoğurt, peynir, kefir, ayran gibi ürünleri tüketebilmektedir. Sütün fermantasyonu esnasında sütün içerisinde bulunan ve sindirilemeyen laktozun bir kısmı fermente edilir ve tüketim açısından kolaylık sağlamaktadır.
Fermente besinleri genel olarak değerlendirdiğimizde genel sağlığımız için fayda sağlamasının yanı sıra besinlerin ömrünü uzatma ve lezzet katma özelliği sebebiyle önemli bir aşamadır. Ancak faydalı olsa da bir süre sonra oluşabilecek küf, mitotoksin gibi durumlara dikkat edilmelidir.