Akdeniz Diyetinde meyve, sebze, tahıllar, kabuklu kuruyemişler ve kurubaklagiller gibi bitkisel besinler açısından zengin bir diyet modelidir. Akdeniz diyeti içerisinde kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi açısından sınırlı bir diyet olmasına ek olarak beyaz et, balık, deniz ürünleri, yumurta, süt ve süt ürünleri alımı da orta düzeydedir. Akdeniz Diyetinde ilave yağ olarak zeytinyağı kullanımı tercih edilmektedir bu sebeple sürdürülebilir diyet modelleri içinden önde gelen örnek bir diyet modeli olarak bilinmektedir. Akdeniz diyeti aynı zamanda düşük maliyetli bir beslenme modeli olmasına ek olarak çevreye etkileri açısından değerlendirildiğinde de olumlu bir diyet modelidir. Sera gazı emisyonu, su ayak izi, toprak ayak izi, ekolojik ayak izi ve enerji kullanımı açısından örnek bir beslenme sistemidir.
Akdeniz diyetinde neler tüketilmelidir.
Günlük 4-5 porsiyon sebze/meyve tüketimi önerilmektedir.
Haftada en az 2 kez balık tüketimi önerilmektedir.
Günde 3 ana öğüne ek olarak ara öğünler eklenmelidir.
Protein ihtiyacının bir kısmı bitkisel proteinlerden (örneğin kurubaklagil) karşılanmalıdır.
Kırmızı et tüketimi azaltılmalı kompleks karbonhidrat tüketimi arttırılmalıdır.
Akdeniz diyetinin faydalarından bahsedecek olursak;
Kalp damar sağlığını olumlu yönde etkiler,
Sindirim sistemini düzene sokar ve kabızlığı önler,
Psikolojik sağlığı olumlu yönde etkiler,
Bağışıklık sistemini güçlendirir,
İşlenmiş gıdalardan uzaklaştırdığı için Tip II diyabeti olumlu yönde etkiler, Kanser, diyabet, kalp hastalığı, depresyon, Alzheimer gibi hastalıkların önlenmesinde etkilidir.
Akdeniz diyeti besinlerle beraber vücuda aldığımız biyoaktif bileşenler, antioksidan ve anti inflamatuar ajanlar sayesinde koruyucu etki sağlamaktadır. Akdeniz diyetinde tüketilen sebze, meyve ve zeytinyağı içeriklerinde bulundurdukları E ve C vitamini gibi antioksidanlar, flavonoidler ve fenolik bileşikler gibi polifenollerin bunlara ek olarak biyoaktif bileşiklerin alım oranının diğer diyetlere kıyasla yüksek olması sebebiyle yaşla ilgili kronik hastalıkların azalmasına ve sağlıklı yaşam süresinin uzamasına katkı sağlamaktadır. Akdeniz Diyetiyle beraber koruyucu etkileri sayesinde kronik hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır. Aynı zamanda içerisinde balık ve zeytinyağı tüketimiyle beraber yağ asitleri ve doymuş yağ asitlerinin alımındaki artışla kalp damar hastalıklarından koruma konusunda da etkili bir diyet modelidir. Akdeniz diyeti glisemik yükü ve enerji yoğunluğu düşük bir diyet modeli olmasından dolayı metabolik kontrol sağlamaktadır. Birçok araştırma sonucuna göre de bu diyet modeli sayesinde HDL kolesterol, kan basıncı, trigliserit, bel çevresi ve kan glukoz düzeyleri açısından olumlu etkileri bilinmektedir ve bunun sonucu olarak Akdeniz Diyetinin metabolik sendromdan koruyucu özelliğe sahip bir diyet modeli olduğundan söz etmek mümkündür.