Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca basın açıklaması yaptı.
Bakan Koca’nın konuşmasında öne çıkan başlıklar ise şöyle:
Koronavirüs sebebiyle ilgili kısıtları büyük oranda kaldırdı. Cumhurbaşkanımız önlemlerin, yeni durum kararları dünkü kabine toplantısı ardından açıkladı. Üzerinde durulan şart koronavirüsün kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, temizlik, sosyal mesafe ilkeleri içerisinde düzenlememiz şarttır.
65 yaş üstü büyüklerimiz sabah 10 ile akşam 8 arasında dışarı çıkabilecektir. Bu grubun evde kalmasının sebebi Kovid19’a karşı ciddi dezavantaja sahip olmalarıdır. Kısıtın neredeyse tümden kalkmış olmasının anlamı dezavantıjın ortadan kalkması değildir.
65 yaş üstü büyüklerimize sokağa çıkma yasağı konmadan önce vakaların yüzde 15,7’si bu yaş grubundandı. Sokağa çıkma yasağından sonra bu oran yüzde 7,5’a düştü. Hastalığa yakalanma oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azalmıştır. Evde kalarak elde edilen bu sonuçar dışarıda tedbirlere tam uyumla sürdürülmelidir.
Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan kararlarla 18 yaş altı kısıtlamaların tümü kaldırıldı. Başta çocuklarımız olmak üzere hastalığı belirtisiz taşıyan, bulaştırıcılıkta potansiyeli olan gruptur. Vaka sayımızın, kayıplarımızın azalması gençlerimizin ve fadekar vatandaşlarımıza bağlıdır. Umarım gençlerimiz ve büyüklerimiz bu serbestliği hem bir hak hem hak edilmiş teşekkür olarak görürler umarım.
Sevgili gençler salgın döneminde genç olmak kabahat değildi. Belirti göstermeden virüsü taşıma potansiyeli taşımanız maalesef evlerde kaldınız. Güç de mesuliyet de artık sizde. Bu günlerin örnek genci maskesini takan, mesafesini koruyan gençtir.
“BU SINAVIN FİNALİNE HAZIRLANMALIYIZ”
Kıymetli büyüklerim evde kaldığınız günler boyunca riskten uzak kaldınız. Şimdi serbestlik gelmiş olması riskin kalktığı anlamına gelmiyor. Günde 10 saat olan serbest zaman hakkınızı ihtiyatlı bir şekilde kullanabilirsiniz. Sizden ricam evden geçen günleri riske atmamanız. Lütfen büyüklüğünüzü göstermeye devam edin.
Bu sınavın finaline hazırlanmalıyız. Tedbirler konusunu layıkıyla uygulamakta her ne kadar bazı sorunlar yaşasak da iyi çalıştık. Şimdi hastalıktan kendimizi nasıl koruyacağımızı son derece iyi biliyoruz. Kontrollü sosyal hayata uyarak aktif mücadeleye geçtik. Ekonomik, sosyal, kültürel hayata katılarak işimize dönerek başladık. Koronavirüs maskesi ve koronavirüs riskine 1,5 metre mesafe tedbirden biri tek başına yeterli değildir. İki tedbir birlikte tam tedirdir.
Bir üçüncü husus var. El temizliğine normalden fazla önem gösterilmelidir. Virüs bazı yüzeylerde bir müddet canlı kalabildiği için ağza ve burna dokunulduğunda bulaş olabilir. Evimizin dışındaki her ortamda virüsten korunmanın çaresini zikrettiğimiz bu tedbirlerde arayalım.
MASKE VE MESAFE KURALARI
Avrupa ülkelerine kıyasla en az kısıtlama, can kaybı ve ekonomik sıkıntıyla atlattığımız malumunuzdur. Kısıtlamaların kalkmasının zemini sağladığımız başarıdır. Başta pandemi hastanelerinde olmak üzere tüm hekim arkadaşlarım, sağlık çalışanlarımız, bilim insanlarımız, salgınla mücadelenin tüm mensupları şimdi sizden iyi haberler bekliyorlar. Onlar için maske, mesafe kurallarına, tedbirlerine uymanızdan daha güzel bir haber ve teşekkür yoktur.
Hayatlarını feda eden dünya çapında bilim insanları, hocalarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz olduğunu unutmayalım. 5 bine yakın insanımızın salgın nedeniyle aramızdan ayrıldığını unutmayalım.
“TÜRKİYE BU SÜRECİ EN AZ HASARLA YAŞAN ÜLKE”
10 gün önce başlayan normalleşme süreci sağlık alanı başta olmak üzere çok geniş alanı içeren, büyük önem arzeden süreçtir. Dünya çapında salgın insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalmadı. Eğitim, ekonomi, kültür hayatına darbe vurdu. Türkiye bu süreci en az hasarla yaşayan ülkeler arasında.
Tedbirlere uymayın, normalleşme sürecini kurallara uyarak geçirmenin önemi bu bakımdan büyüktür. Tedbirlere uymak devletimize, milletimize karşı birer ödevdir. Normale dönüşün geri dönüşsüz olmasını sağlarsak daha mutlu bir ülke olacağız.
Dünyada özellikle normalleşme döneminde uçuşlarla ilgili büyük tartışmalar olduğunu biliyorsunuz. Hava yolu şirketleri, ülkeler boyutuyla. Bu uçuşların nasıl yapılabileceği konusu çok tartışmalı. Avrupa ülkeleri DSÖ dahil olmak üzere bu süreçte hava limanlarında test yapılmasını önermiyor. Biz Türkiye’de özellikle turizmin yoğun olduğu bölgelerde, oteller dahil olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığımızla yoğun çalışarak, oradaki işletmeleri sertifikalandırarak, bütün detayları belirlemiş olduk. Avrupa’dan farklı olarak şunu yapmak istiyoruz; yurtdışından gelen bütün vatandaşlarımızı sağlık taramasından geçirmek istiyoruz. Eğer hastalık bulgusu varsa o durumda biz gerektiğinde hastanede tedavisini planlıyor olacağız. Bunun dışında ülkelerden gelen, Kültür ve Turizm Bakanlığı, THY ve Ulaştırma Bakanlığımızla birlikte ülkelerdeki salgın durumu göz önüne alarak belirlemiş olduk. Bunu ülkelerle birlikte yaptık. 90 ülkeyi belirledik sonra 60 ülke daha ilave edilmiş oldu. Bütün ülkelerle görüşülerek karşılıklı takvimlerle mutabık kalınmaya çalışıldı. Bu ülkelerden uçuşların yapıldığı dönemde bulaşın, vaka durumun ne olduğunu haklı olarak bilmek istiyoruz, yani test yapmak istiyoruz.
“TÜRKİYE’NİN ELDE ETTİĞİ BAŞARIYI DSÖ YENİ FARK EDİYOR”
Bizi yanıltan daha doğrusu yanlış algıyı oluşturan oranın yüksekliği. 1 Nisan sonrası 65 yaş üstü büyüklerimize kısıtlama uygulandı. 1 Nisan öncesi toplam vakanın içindeki 65 yaş üstü oranı yüzde 15,7 idi. Kısıtlama sonrası ise 65 yaş üstü bu oran yüzde 7,5’a düştü. Yani yarı yarıya azalmış oldu. Eğer aynı şekilde 15.7 şeklinde devam ediyor olsa idi o durumda bu sayı iki katına kadar hayatını kaybeden vatandaşımızın olmasıyla sonuçlanabilirdi. Sayı 8-9 bin belki 10 binlere yakındı. 65 yaş üstü kısıtlamadan son derece büyük fayda gördüğümüzü özellikle söylemek istiyorum. 65 yaş üstü ve kronik hastalıklara özel önem vermiş olmamızdan Türkiye’nin elde ettiği başarıyı DSÖ yeni yeni fark ediyor.
Toplumbilimi Kurulu özellikle bizim ikinci dönem; yani normalleşme, yeni normal, kontrollü sosyal hayat olarak adlandırdığımız bu dönem için çok büyük bir fonksiyon ifa ediyor. Bilim Kurulumuz daha çok tıbbi boyutuyla fonksiyon gördü, görmeye devam edecek. Bundan sonraki süreçte vatandaşımızın, 20 yaş altı, 65 yaş üstü uzun süre içeride kalmış olmaları başta olmak üzere, psikolojik ve sosyolojik etkilerini de konuşacağımız, değerlendireceğimiz dönem olduğunu görüyoruz. Bu etkileri görmek istiyoruz. Bunu psikolog, psikiyatr, sosyolog, ilahiyatçı dahil olmak üzere bu sürecin irdeleneceği dönem olarak biliyoruz. Toplumbilimi kurulumuzdan beklentilerimiz var. Önümüzdeki hafta daha net ve doyurucu yapılanları aktaracağız.
İSTANBUL-ANKARA-İZMİR
Genel olarak söylemem gerekirse; özellikle vaka sayısının yüzde 60 oranında olduğu İstanbul’u biliyoruz. İstanbul, İzmir gibi illerimizde vaka sayılarının azaldığını, hastane yükünün azaldığını rahat söyleyebiliriz. Her geçen gün özellikle 1 Haziran sonrası dahil olmak üzere Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da giderek kısmi artışın olduğunu söyleyebiliriz. Hareketlililiğin getirdiği, maske kullanmamak noktasını gösteren bir durum. Kültürel, sosyal, nişan gibi benzer etkinlikler sonrası artışın daha fazla olduğunu görüyoruz. Buralarda filyasyon çalışmalarımızı yoğunlaştırmış durumdayız. Vatandaşımız daha hassas davranmasını, tedbirler konusunda katı davranmak zorunda olduğumuzu söylemek istiyorum. Ankara’da bugün itibarıyle düşüşe geçmiş oldu. Konyamızda aynı şekilde bir fabrika ve iki yerleşim yerinde yapılan tarama sonrası bir yükselişin olduğunu gördük, bugün itibarıyle Konya’da düşüşün olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle toplu alanlarda, sosyal, kültürel durumlarda mutlaka mesafe kuralına, herkesin maskeli olmasını, el hijyenini mutlak surette dikkat etmemizin altını çizerek vatandaşımıza hatırlatmak istiyorum.
“TEDBİRLERE UYULMAZSA DAHA ÜZÜCÜ SONUÇLAR ÇIKABİLİR”
Bu tedbirlere uyulmazsa daha üzücü sonuçlar çıkabilir, başa dönebiliriz. Herkesin sorumluluğunu yerine getirmesini tekrar hatırlatmak istiyorum. Hiç kimsenin bu anlamda farklı davranmaya hakkının olmadığını söylemek istiyorum. Toplum olarak birbirimizi yumuşak iletişim diliyle uyarmayı ihmal etmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Biz aslında 65 yaş üstü büyüklerimizin bu dönemde özellikle korumak amaçlı bir uygulamaydı. Çünkü 65 yaş üstü direncin düşüklüğüne bağlı olarak istemediğimiz sonuçların olduğunu biliyoruz. Uzun süreli içeride kalmanın getirdiği birtakım sorunların olduğunu biliyoruz. Bir hareketliliğin belli saatlerde sağlanması gerekiyor. 10 saat gibi zaman diliminin hepsini dışarıda kullanmaları gerekmiyor. Kimisi güneşli günler, kimisi işlerini takip etmek için günün belli saatlerini kullanabilme çerçevesinde geliştirilmiştir.
Daha önce söylemiştim. Hafta sonu özellikle bu anlamdaki karar hükümetimizin bir kararıydı. Özellikle bu çerçevede Bilim Kurulumuzun, daha önce söylediğim şekliyle gündemine gelmemişti. Bilim Kurulumuz da hareket serbestliğini büyüklerimiz için gerekli olduğunu söylemişti. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımızı toplumdaki genel beklenti doğrultusunda bütün detayları ile açıklamasını hepimiz görmüş olduk. Daha önce alınan hükümet kararıydı, toplumdaki beklentiler doğrultusunda sayın Cumhurbaşkanımız hepimize açıklamıştı.
Pandemi döneminde bizim 1 milyon 100 bine yakın sağlık çalışanımızı fedakar ve özverili gayretinden sonra artık şiddet olayların sonlanması gerektiğine inanıyorum. Sağlık çalışanlarımızın böyle bir şiddet olayıyla karşı karşıya kalmış olması kabul edilebilir bir olay değildir. Bununla ilgili yüce yargımız hassasiyeti daha önemli ortaya koyar diye söylemek istiyorum. Erken dönemde salıverildikleri şekliyle haber oldu. Ben yüce yargımızın bu konuda gereğini yapacağına, vicdanları rahatlatacağına olan beklentimizi tekrarlamak istiyorum.