Küresel ısınma, iklim değişikliği gibi konuların ön planda olduğu bu dönemde sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir beslenmeden bahsetmek istiyorum.
Sürdürülebilir beslenme ekonomik, herkes tarafından ulaşılabilir olan, kültürel açıdan herkes tarafından benimsenebilen, adil, gıda güvenliğinde faydası olan nesillerin devamı için elzem olan yaşam şeklidir. Sürdürülebilirlik gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasını tehlikeye atmadan mevcut ihtiyaçların karşılanması durumudur. Besinlerin, üretim süreçlerinin, tüketim sonrası atıkların çevreye bir yükü vardır bunlar su ayak izi, tarım ayak izi, ekolojik ayak iz ve sera gazı emisyonu olarak örneklendirilebilir. Sürdürülebilirliğe katkı sağlamak için birçok plan ve politika mevcuttur bunlardan birisi ise sürdürülebilir beslenmedir.
Sürdürülebilir beslenmeyle gelecek nesillerin ihtiyaç duyacağı ve gereksinimlerini karşılayacakları durumları tehlikeye atmadan kendi gereksinimlerimizi karşılamamız temeline dayanır. Daha iyi bir çevre, ekolojik ayak izini azaltmak, iklim değişikliğine olumsuz katkı sağlayan sera gazı emisyonunu sınırlandırmak, su ve tarım ayak izindeki büyük kayıpları azaltabilmek için sürdürülebilir beslenme önemli bir etkendir. Bu doğrultuda sürdürülebilir beslenme modellerinin uygulanması önem taşımaktadır. Sürdürülebilir beslenme modellerinden olan Akdeniz diyeti, Dash diyeti, Yeni nordik diyet, Temiz Baltık diyeti, Vejetaryen beslenme, Çift Piramit Modelli beslenme türleri mevcuttur. Bu diyet modellerinin çevresel etkisi düşük su ve tarım ayak izine etkileri az ve sera gazı emisyonu oranları da uyguladığımız klasik diğer beslenme modellerine kıyasla oldukça ılımlı seviyelerdedir.
Sürdürülebilir beslenmede kırmızı et tüketimi sera gazı emisyonu ve çevresel yükü sebebiyle sınırlandırılmaktadır. Kırmızı et tüketimi vegan/vejetaryen diyetlerde tamamen çıkarken diğer diyet modellerinde kullanımı ılımlıdır. Sürdürülebilir bir çevre sürdürülebilir bir gelecek için kırmızı et tüketimini minimumda tutmamız bu doğrultuda önce porsiyonlarda azaltmaya giderek haftalık tüketim sayısının da yavaş yavaş azaltılması önerilmektedir. Kırmızı etin fazla tüketiminin aynı zamanda insan sağlığına da olumsuz etkilerinden söz etmek mümkündür. Kolesterol, kalp sağlığı gibi birçok durumu kırmızı et tüketimi etkilemektedir.
Sürdürülebilir bir gelecek için önerilen diyet modellerinden olan Akdeniz Diyetine geçilmesi önerilmektedir. Akdeniz Diyeti çoğunlukla bitkisel
ağırlıklı olması sebebiyle sağlığı olumlu yönde etkilemesine ek olarak ekolojik ayak izi, su ayak izi, karbon ayak izi, sera gazı emisyonu düşük olan bir beslenme modelidir. Akdeniz diyetine ek olarak sürdürülebilir beslenmede kırmızı et tüketimindense alternatif protein kaynaklarının tüketimi ya da alternatif protein kaynaklarına geçişten söz etmek mümkündür. Sürdürülebilir beslenme ve genel anlamda sürdürülebilir bir gelecek için kırmızı et tüketimini azaltmak, ambalaj atıklarından uzak durmak, tarladan sofraya taze mevsiminde ürünlerin tüketimini arttırmak sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir.