14 Ağustos 2001’de kurulan ve 19 yıldır iktidarda olan AK Parti bugün büyük kongresini gerçekleştiriyor. Kongrede AK Parti’yi 2023 seçimlerine taşıyacak yönetim belirlenecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada vatandaşlara yastık altındaki paraları yatırıma çevirme çağrısı yaptı. Erdoğan, ayrıca yeni anayasanın nasıl bir ruhunun olacağını anlattı.
AK Parti, bugün yapılan Olağan Büyük Kongresi’nde partiyi 2023 seçimlerine taşıyacak yönetim kadrosunu belirledi.
14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti’nin, 19 yıllık tek parti iktidarında yaptığı dokuz kongre, Türkiye için çok önemli gelişmelerin yaşandığı bazı dönemlerin de köşe taşlarını oluşturdu. AK Parti, Erdoğan liderliğinde ilk kez 3 Kasım 2002’de girdiği genel seçimde aldığı yüzde 34,28 oy oranıyla 363 milletvekili çıkararak tek başına iktidara geldi. AK Parti, geçen süreçte altısı olağan, üçü olağanüstü toplam dokuz kongre yaptı.
HDP DAVET EDİLMEDİ
Kongre için CHP, MHP ve İYİ Parti’ye davetiye gönderilirken HDP davetli listesinde yer almadı. MHP, AK Parti Kongresi’ne TBMM Başkanvekili Celal Adan, Genel Başkan yardımcıları Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter, Sadir Durmaz ve MYK Üyesi Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay’dan oluşacak beş kişilik heyetle katıdı. İYİ Parti ise kongrede TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ile Genel Başkan yardımcıları Şenol Sunat ve Cihan Paçacı’dan oluşan heyetle temsil edildi. CHP’yi de Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın temsil etti.
ERDOĞAN KONGRE SALONUNA GELDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nin Ankara Kapalı Spor Salonu’na geldi. Erdoğan, kongrenin yapıldığı salonun dışında bulunan kalabalığı selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sizleri böyle anlamlı bir buluşmada öellikle de kar yağışının tüm mikropları temizlediği bir anlamlı bir günde salmlıyorum. Biraz sonra 7. olağan bütük kongremizi yapacağız. Hamdolsun, şu ana kadar üye kayıt sayımız 13 milyon 500 bine ulaştı. Bırakın Türkiye’yi, dünyada böyle bir siyasi parti yok. Hamdolsun 1 milyonu aşkın genç üyesiyle, 5 milyonu aşkın kadın üyesi ile ve ana kadame üyeleri ile dünyada bir başkası yok. Artık önümüze 2023 var. 2023’e hazır mıyız? Bugün yapacağımız tüzük tadilatı ile 50 kişilik bir MYK değil 75 kişilik bir MYK ile yola devam edeceğiz. Ayrıca yedek diye bir ifade var o da 35 kişi. onlar yedek olarak kalmayacak, asil üye gibi olacaklar. ”
ERDOĞAN KONGRE KONUŞMASINI YAPTI
Cumhurbaşkanı yaptığı kongre konuşmasında 2023 vizyonunu anlatarak önemli mesajlar verdi. Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
Bugün burada sizler 81 vilayetiyle, 84 milyon vatandaşıyla, milyarlarca dostlarımızla herkesi temsil ediyorsunuz. AK Parti Olağan Kongremize muhabbet getirdiniz. Genciyle, yaşlısıyla tüm vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Sizlerin şahsında üreten, vatan toprağının her karışını alın teriyle sulayan çiftçimizi, esnafımızı, her meslekten kardeşimizi selamlıyorum. Hangi kökenden, hangi mezhepten olursa olsun tüm kardeşlerimizi selamlıyorum. Gazilerimizi, şehitlerimizi, tüm kahramanlarımızı selamlıyorum. Gözü ve kalbi Türkiye’de olan tüm dolstlarımızı, kardeşlerimizi tüm milletimizi selamlıyorum. Allah’ın bereketi üzerinizde olsun.
Biz bugüne kadar hangi mücadeleyi yürütmüşsek, hangi başarıları kazanmışsak, bu iman gücüyle kazandık. Gerektiğinde canımızı ortaya koymaya devam edeceğiz. Biz, fanilerin elbette hatası ve eksiği olmuştur, olacaktır. Önemli olan istikameti doğru, kalbi sağlam, azmi güçlü tutmaktır. Bu anlayışla sizlerle birlikte yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın muhasebesini milletimize aksettirmek istiyorum. Bu vesileyle MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli ve MHP’lilere bizlerle bu yolda yürüdükleri için tün partililer ve şahsım adına teşekkür etmek istiyorum.”
Türkiye 2023 hedeflerine ardından 2053 vizyonuna inşallah Cumhur İttifakı ile ulaşacak. Ekim 2003’teki ilk kongremizde ‘Her şey Türkiye için’ sloganı ile yola çıkmıştık.”
“BAYRAĞI EN YUKARI DİKMEK İÇİN YOLA ÇIKAN BİR TÜRKİYE VAR”
“Milletimiz yaşadığı onca badireye rahmen şahlanışa geçmeyi bu irade ile sağladı. Tek parti faşizminden darbe cenderesine, bunların yol açtığı ekonomik krizlerden bölgesel ve küresel tehditlere karşı mücadeleyi aynı anlayışla sürdürdük. Attığımız her adımda güdümüz ve cesaretimizi milletimizin binlerce yıllık birikiminden aldık. Bugün farklı bir Türkiye var. Bugün kökenine, inancına bakmaksızın tek millet diyen bir Türkiye var. Bu defa rengini şehitlerinin kanından alan bayrağını en yukarıya dikmek için yola çıkan bir Türkiye var.
Milletimiz yaşadığı onca badireye rahmen şahlanışa geçmeyi bu irade ile sağladı. Tek parti faşizminden darbe cenderesine, bunların yol açtığı ekonomik krizlerden bölgesel ve küresel tehditlere karşı mücadeleyi aynı anlayışla sürdürdük. Attığımız her adımda güdümüz ve cesaretimizi milletimizin binlerce yıllık birikiminden aldık.
Bu defa üzerine yazılan senaryoları yırtıp atan, hedeflerinden asla kopmayan bir Türkiye var. Ellerinden gelse yağmurlu havada Türkiye’ye bir bardak su vermeyeceklerin oyunlarını yıkarak yolumuza devam ediyoruz. Türkiye’yi, temsil ettiği tüm değerler adına yeni küresel senaryoların asli unsurlarında biri yapmaya kararlıyız. Kardeşlerim, unutmayın: İman varsa, imkan vardır. Bu amaçla 21. Yüzyılın kapılarını açmak için yola çıkıyoruz. Biz insanlık için sayısız imkanlar bahşeden bir hafıza denizinde bulunuyoruz. Teknolojinin insansız bir dünyaya doğru evrilmeye çalışıldığı bir yolda biz insanların fıtri zekasıyla bir yol inşa etmek için yola çıkıyoruz.
Geleceğe bakarken yola geçmişten çıkmamız gerekiyor. Medeniyet olarak öylesine kadim ve zenginiz ki bunu anlatmaya günler ve haftalar yetmez.
Türkiye ne zaman demokrasi ve ekonomik şahlanışa girişse içte ve dışta oyunlar oynandı. Rahmetli Erbakan, Rahmetli Türkeş ve Rahmetli Özal’ın kazanımları bizi ancak 2000’lerin başlarına kadar getirebildi. AK Parti, milli iradenin üstünlüğünü tam anlamıyla tesis ederek demokrasiyi güçlendirdi. Sanayiden tarıma her alanda yatırımlar yaparak ülkemize kazandırdı. AK Parti, kesintisiz reformlarla muhasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefini adım adım gerçekleştirdi.”
“EĞİTİM BÜTÇESİNİ 147 MİLYAR LİRAYA ÇIKARDIK”
“Milli eğitim bütçesini 2002’deki 7,5 milyar lira seviyesinden aldık, 2021 yılı itibariyle 147 milyar liraya çıkardık. Yükseköğrenim bütçemizi ilave ettiğimizde bu rakam 212 milyar liraya ulaşıyor. Resmi-özel dâhil tüm okullarımızın sayını 50 bin 877’den 87 bin 678’e, derslik sayımızı 343 binden 600 bine yükselttik. Yıllarca vatandaşımızın üzerinde yük olan okul kitaplarını, her seviyede ücretsiz olarak çocuklarımızın hizmetine sunuyoruz.
Bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, zorunlu eğitimi 12 yıla yükselttik. Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye, üniversite öğrencisi sayımızı 1,5 milyondan 8 milyonun üzerine çıkardık.
Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, katsayı farklılıklarını, üniversite harçlarını kaldırdık. Maarif Vakfımız ile 43 farklı ülkede dostlarımıza eğitim desteği veriyoruz. Yükseköğrenim yurtlarının hem kalitesini yükselttik, hem de yatak kapasitesini 282 binden 700 bin sınırına getirdik.
Lisans öğrencilerine verilen kredi veya burs rakamlarını, aylık 45 liradan aldık, bu yıl itibariyle aylık lisansta 650 liraya, yüksek lisansta 1.300 liraya, doktorada 1.950 liraya yükselttik. Gençlik merkezi sayımızı 9’dan 364’e çıkartarak, ülkemizin her köşesine yaygınlaştırdık.”
“ADANA’NIN HAL ÇADIRINI HASTANE YAPMADIK”
“Sağlıkta halkımıza daha iyi hizmet vermek için 378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımızı, bugün 1 milyon 177 bine ulaştırdık. Bunları biz yaptık Bay Kemal… Adana’nın hal çadırını hastane yapmadık biz. Hal çadırı başka bir şey, hastane başka bir şey. Milleti bunlarla aldattınız.
Bangladeş’te bir sahra hastanesi yanmış, Allah’tan ölüm yok. Hemen talimatı verdik. Bangladeş’te sahra hastanesi yapıyoruz. Bunun yanında ciddi sayıda konutlar yanmış, bunları da biz inşallah İçişleri Bakanımız AFAD’la takibini yapmak suretiyle AFAD bu konutları yapacak, inşallah Bangladeşli kardeşlerimize bunları ulaştırmış olacak. Bay Kemal, bunlar Erdoğan’ın reklamı değil, Türkiye ve Türk milletinin tanıtımıdır.”
“TERÖR ÖRGÜTLERİ EYLEM YAPAMAZ HALE GELDİ”
Güvenlik; milletimize söz verdiğimiz şekilde önceliklerimizin daima en başında gelmiştir.
Askerlerimiz sınırlarımızda, emniyet teşkilatımız şehirlerimizde, jandarmamız kırsalda, sahil güvenliğimiz kıyılarımızda, istihbaratımız her yerde, milletimizin huzuru için gece gündüz görev yapıyor.
PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini hezimete uğratarak, ülkemiz sınırları içinde eylem yapamaz hale getirdik.
Diğer yandan, milletimizin doğrudan günlük hayatına dokunan hizmetler veren mahalli idarelerimizi, mevzuatından kaynaklarına kadar her alanda güçlendirdik.
Muhtarlarımızın vatandaşlarımıza daha etkin hizmet verebilmelerini sağlayacak mekanizmaları kurarken, muhtarlarımızın özlük haklarında çok önemli iyileştirmeler yaptık.
“ULAŞTIRMA ALANI”
“Ulaştırmada geçtiğimiz 19 yılda toplam 932 milyar lira tutarında yatırım yaparak, ülkemizin altyapısını baştan sona yeniledik, geliştirdik.
Karayollarında, 6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemizi 28 bin 200 kilometreye, 1.714 kilometreden devraldığımız otoyol uzunluğumuzu 3 bin 523 kilometreye yükselttik.
Karayolu tünel sayımızı 83’den 438 adete, karayolu tünel uzunluğumuzu 50 kilometreden 595 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 kilometreden 701 kilometreye çıkardık.
Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Nissibi Köprüsü, Avrasya Tüneli, Marmaray, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit Tünelleri gurur abidesi projelerimiz arasındadır.
İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolunu bu dönemde ağımıza kattık.
Çanakkale 1915 Köprüsünün de içinde yer aldığı Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu ile Ankara-İzmir Otoyolunun inşası sürüyor.”
“GEÇTİĞİMİZ YIL EN ÇOK BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE OLDUK”
“Makroekonomide satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye’yi dünyada 17’nci sıradan 13’üncü sıraya yükselttik. Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle, G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık.
Göreve geldiğimizde vergi gelirlerinin yüzde 86’sını bulan faiz ödemelerini, geçtiğimiz yıl yüzde 16’ya gerilettik. Avrupa ülkelerinde yüzde 97’ler, gelişmiş ülkelerde yüzde 130’lar civarında olan borç stokunun milli gelire oranını yüzde 42,6 seviyesinde tutmayı başardık.
İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık. Her ay yeni ihracat rekorları kırarak, bu yolda yürümeyi sürdürüyoruz. Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor.
Türk sanayisi, salgın dönemindeki performansıyla direncini ve gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Kamu maliyesi ve finans sektöründeki göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkeye göre daha sağlam bir yapıya sahip olduğumuza işaret ediyor.”
“ERDOĞAN’DAN DOLAR MESAJI”
“Son birkaç günde piyasalarda yaşanan dalgalanmalar Türkiye’nin gerçeğini ve yarınını yansıtmıyor. Reform programımızın takvimini dün akşam ilan ettik. Şimdi gaza basma vaktidir. İktisadi temeli olmayan saldırılara karşı bize sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Ellerinde döviz ve altın barındıran vatandaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Vatandaşlarımızdan ellerindeki döviz ve altınları yatırarak ekonomiye katkıda bulunmalarını istiyorum. Yurt dışındaki vatandaşlarıma varlık barışından yararlanarak ekonomiye katkıda bulunabileceklerini bildirmek istiyorum. Endişeye mahal yok. Geçen yıl 103 bin yeni iş yeri açılırken kapanan iş yeri 13 binde kaldı.”
“BATTIK LAFLARINA İNANMAYIN”
“Siz birilerinin battık dediğine inanmayın. Bunlar kendilerine iktidar devşirmeye çalışan kifayetsiz kişiler. Dinamik iktisadi yapmızıla, mali disiplinimizle her türlü şoka dayanıklı olduğumuzu defalarca ispatladık.”
“1980 ANAYASASI GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRDİ”
“Neredeyse 2 asırdır süren anayasa arayışında ne yazık ki milletimizin içine sinen bir metinle karşılaşamadık. Mevcut anayasamız 1960 darbesiyle ilk şekli verilen, 1980 darbesi ile yoğrularak son şekli verilmiş bir metindir. Bu anayasa vesayetçi güçlerin eseridir. Her çeyrek asırda yeni bir anayasa ile karşılaşıyor. Bu anayasa tarihi periyodu ile geçerliliğini yitirmiştir. Esasında baktığımızda anayasaların daha sık değiştiğini görüyoruz. Değişmeyen ülkeler ise bu istikrarı nispeten soyut ve kısa metinler olmasına borçlular.”
“YENİ ANAYASA MESAJI”
Yeni anayasanın ruhunda millet olmalıdır. Yeni anayasanın temelinde ülkemizin gücü ve hedefleri bulunmalıdır. Yeni anayasa ilhamını ihtişamlı geçmişimizden alan, toplumun gücü ve geleceğini birlikte kurma adına asırlık bir belge olmalıdır. Yeni anayasa 84 milyonun tamamını içermeli. Elbette yeni anayasa hazırlamak kolay değil. Daha önce bazı girişimilerimiz oldu ama siyasi şartlar buna izin vermedi. Yeni anayasa için milletimizin hiç olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda çok öneli çalışamalar var. Bunlar önce ilkeler sonra somut metinler düzeyinde bir araya getirilerek tartışmaya açılacaktır. Yeni anayasa açık ve şeffaf şekilde hazırlanacaktır. Mümkün olan en geniş mutabakatla çıkan anayasa metni elbette milletin onayına sunukacaktır. Burada bir çağrı yapmak istiyorum. Gelin, ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye’yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir anayasaya kavuşturalım. Biz buna varız ve hazırız.
“TAKLİTÇİ ANLAYIŞ AİLEYİ TEHDİT EDİYOR”
“Aile değerleri zayıflamış toplumların ilerlemesi mümkün değildir. Batı toplumları aile değerleri zayıfladığı için kriz içindedir. Şartlar ne olursa olsun birlik, beraberlik, dayanışma içinde olan aile sosyal ve ekonomik sıkıntıları atlatmıştır. Hayat şartlarının karmaşık hale gelmesiyle geniş aileden çekirdek aileden geçiş yaşandı. Gözü kapalı bir taklitçiliğin kadim medeniyetimizin aile yapısını tehdit ettiği aşikardır. Sadece aile içinde kazandırılabilecek değerlerin ikame edilemeyeceği açıktır. Yeni nesiller binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından mahrum bir şekilde yetişiyor. Bu da bizim yatırımlarımızı eğitim ve kültür alanında yapmamız gerektiğini gösteriyor. Elbette teknolojik, sosyal ve kültürel gelişmelerden kopacak kadar kör olamayız. Özenen değil özenilen, vakte teslim olan değil yönünü geleceğe dönen nesiller için önce aileyi sağlam tutacağız.”
